4 Ağustos 2016 Perşembe

Fata Morgana | Cilt Alt Tonu Nedir? Nasıl Belirlenir? Neye Yarar?

Herkese tekrardan merhaba!!

   Bugünkü konumuz cilt alt tonu nedir? Nerelerde kullanılır? Hangi alt tona sahip olanlar hangi renkleri kullanmalıdır? Konu biraz karışık, en açık şekilde anlamanız için elimden geleni yapacağım...

    Konumuza gelirsek, cilt alt tonu hala çoğu kişi tarafından bilinmeyen, bilinse de önemsenmeyen bir hiledir diyelim.. Esmer, sarışın, kumral olmamız cilt tonumuzdur. Bunun dışında; Warm (sıcak), cool (soğuk) ve nötr olmak üzere üç ayrı alt tonumuz vardır.

   Cilt alt tonları makyajdan, kıyafetten, saç boyatmamıza kadar, yüzümüze, cildimize hangi renklerin daha iyi durduğunu, hangi renklerin soluk, hangilerinin bizi daha canlı ve sağlıklı gösterdiğini seçebilmemizde yardımcı olan bir tüyodur aslında...

   Peki biz hangi alt tona sahibiz? Nasıl anlarız?
Bunun için birçok yöntem var. Ben bazılarını üşenip yapmadığım için sizin de kafanızı şişirmeden en basit yöntemleri söyleyeceğim.
  • Bileğinizin iç tarafını, ya da damarlarınızı görebileceğiniz herhangi bir yerinizi güneşe tutun, eğer yeşilse sıcak, yani sarı alt tonlusunuzdur; eğer maviyse soğuk, yani pembe alt tonlu, mavi ve yeşil, ay bende ikisi de vaar diyorsanız muhtemelen nötrsünüzdür.
  • Şüpheye düştünüz, bir türlü emin olamıyorsunuz diyelim.. İkinci bir yöntem ise takılar.. Altın rengi takılar size yakışıyorsa, olduğunuzdan daha sağlıklı ve canlı görünüyorsanız sıcak alt tonlu, gümüş takıların daha çok yakıştığını düşünüyorsanız soğuk alt tonlusunuzdur.
  • Ayy ben yine anlamadım bir şey diyorsanız son basit örneği veriyorum ve konuyu değişiyoruz. Bunu da Sebi Bebi'den duydum, size aktarıyorum :) Güneşe çıktınız diyelim, bronzlaşmak istiyorsunuz.. Ama hemen kızarmaktan şikayetçisiniz, o zaman siz soğuk alt tonlusunuzdur. Hemen, hiç kızarmadan bronzlaşıyorsanız sıcak, yavaş yavaş adım adım bronzlaşıyorsanız nötrsünüz ve her konuda şanslısınız sizi nötrler.. :(
   Peki bu kadar detaylı anlatıyorsun da neye yarayacak sadede gel dediğinizi duyuyorum. Üç alt tonu da ayrı başlıklar halinde açıklayacağım. Testi yaptıysanız, başlayalım!!

Warm (sıcak) Alt Tonu:

   Sıcak alt tonlular her zaman daha canlı renkleri tercih etmeliler. Her rengi kullanabilirsiniz, ama içerisinde sarı veya kırmızı olmak şartıyla. Mesela mor; morun her tonu sizin için uygun değil. Koyu, daha canlı duran morları tercih etmelisiniz. Bu diğer tüm renkler için de geçerli. Kıyafetlerde soluk duran renklerden ziyade daha canlı renkleri kullanın. Saç renginiz için de aynı şekilde, sarıysa parlak, kızılsa mora dönük değil turuncuya dönük bir kızıl olmalı. En önemlisi de kesinlikle küllü, soluk renkler kullanılmamalı.
   
   Pekii, geldik makyaja.. Sıcak alt tonlu makyaj malzemelerine sarı baz karıştırılır. Yani iki farklı fondöten düşünün; biri biraz daha sarımsı, biri biraz daha beyaza dönük. Büyük ihtimalle rastlamışsınızdır, ben de bu konuyu öğrenene kadar rastlasam da üstünde düşünmemiştim. Heh, hatırladıysanız devam edelim: sarımsı olanları tercih edin. Aynı şey kapatıcılarda da geçerli.. Beyaz tonlu kapatıcılardan çok sarı tonlu kapatıcıları deneyin.Hatta size ipucu, Shiseido genelde hep sıcak alt tonlu fondöten üzerine çalışıyor. 

   Farlar, allıklar, rujlar... Hepsine kısaca değinmemiz gerekirse, farlarda canlı toprak tonları, ışıltılı ürünler daha sağlıklı duruyor, allıklardan seçim yapamayız aslında.. Bronz allıklarda içinde turunculuk bulunduranlar daha çok yakışıyor, pembe allıkların da belli başlı birkaç tanesi sıcak alt tonlular için bence. Bunlardan birkaçı Nars'ın allıkları; Torrid, Sex Appeal, Orgasm... 

   Sanırım cilt alt tonlarında işime yarayan en önemli ürünler rujlar... Sarı alt tonlulara nude renkler aşırı derecede soluk duruyor. Ben asla pembe ruj kullanmam, çok açık ten rengi rujların da bir tanesini kullanırım. Nude renkler hem yüzü soluk gösteriyor, hem de diş renginizi olduğundan daha sarı gösteriyor. O yüzden uzak durun derim. He, ısrarla ben nude ruj istiyorum diyorsanız, herkesin yüzüne uyan bir renk var, Wet And Wild'ın Bare It All rengi. Zaten bu ruju bilmeyen denemeyen kalmamıştır bence.

Cool (soğuk) Alt Tonu:

   Gelelim soğuk alt tonlulara... Sıcak alt tonluların tam tersi diyebiliriz. Gümüş renkler, soluk mor, açık maviler, daha sakin ve adı üstünde soğuk renkler çok fazla yakışıyor.

   Saçlarda da ısrarla sarı mı istiyorsunuz, araya küllü renkler attırın, kızıl mı istiyorsunuz, biraz daha soluk kızıllar deneyin. Kahverengi de soluk olmalı, daha canlı renkler yüzünüzü daha soluk gösterir. Yani anahtar kelime Kül, Grimsi.

   Geldik makyaj ürünlerine... Yine pembe baz ile yapılmış fondötenleri, yani beyazımsı fondöten ve kapatıcıları tercih etmelisiniz. Hatta yine allık önerisinde bulunayım: Nars'ın Mata Hari ve Seduction allıkları tam size göre. 

   Son olarak rujlardan bahsedelim, nude ve daha sakin renkler çok daha sağlıklı ve canlı duracaktır. Ama tabiki arada istisnalar olabilir. Sıcak alt tonlu bir ürün gözünüze güzel geldiyse sizin zevkinizdir, biz sadece teknik bilgi veriyoruz, tercih sizin :)

Nötr Alt Tonu:

   Nötr alt tonlulara söz yok. Rengin her türlüsü üzerlerinde güzel duruyor. Zaten nötr alt tona sahip insanlar çok nadir bulunuyor, özellikle beyaz tenlilerde hiç yok denecek kadar azlar.


   Lafı fazla uzatmayacağım. Çok kısa bir bilgi daha verip bitiriyorum. Bazı markalar (Estee Lauder, M.A.C, Nars, Lancome) fondötenlerini C, W, ve N diye kodluyorlar. Bu da hangi alt tona göre yaptıklarını gösterir. C (cool) pembe alt tonlu bir ürün olduğunu, W (warm) sarı alt tonlu, N (nötr) alt tonlu bir ürün olduğunu gösterir. Bazı ürünlerde de CN ya da WN yazabiliyor, bunlarda her ikisi için de uygun olduğunu gösterir. Ama malesef bu kodlar genelde parantez içinde yazdığım daha profesyonel markalarda geçerli. Drugstore markalar bunu pek dikkate almıyor diye biliyorum. 

   Cilt alt tonu konumuz kısaca bu kadardı. Ben eminim ki siz üstünüze, yüzünüze, saçınıza en çok yakışan rengi bulursunuz zaten. Ama dediğim gibi bunlar teknik bilgi. Dikkate alıp tercihlerimizi o yönde yaptığımız zaman çok daha başarılı olacağımızı hepimiz biliyoruz. Umarım biraz olsun anlatabilmişimdir. 

Sorularınız veya görüşleriniz için bana buradan ya da instagram hesabımdan (@fatamorganablog) ulaşabilirsiniz.

Sabrınız için teşekkür ederim, bir sonraki yazıda görüşürüz :)


   

28 Temmuz 2016 Perşembe

Fata Morgana: Wet And Wild Cover All Primer


Herkese yeniden merhaba!!

   Bugün en sevdiğim ürünlerin başında gelen makyaj bazımdan bahsedeceğim. 

   Bazen, özel günlerde fondötenin ya da cildimize sürdüğümüz diğer ürünlerin kalıcılığını artırmak istiyoruz. Tabi bunun yanında cildimizi de korumasını..
 
   Tam da bu sırada Wet And Wild bu ihtiyacımızı karşılayacak bir ürün çıkarıyor karşımıza; Cover All Primer. 

   Önce ürünün vaatlerine kısaca göz atalım:


  • ''Gözenekleri küçültür'', gereksiz göz boyama bilgisi bu, inanmayın şekerim.
  • ''Çizgileri doldurur'', doğrudur.
  • ''Aydınlık görünüm kazandırır'', nem verdiği için kısmen öyle bir etkisi var, ekstra bir özelliği yok.
  • ''Cilt tonunu eşitler'', düzenli kullanımda işe yarayabilir belki, ben sürdüğümde kısa sürede olsa burun etrafımdaki kızarıklıkları biraz olsun yatıştırıyor, ama kalıcı olarak değil tabiki.

Seviyorum dedim, yine yerdim ama ürünün vaatlerini uçurmayın be kardeşim. Tamam, makyaj bazı işte. Bu kadar. Ekstra bir özellik aramıyoruz zaten neden bizi yoruyorsunuz?



   Gelelim ürün ambalajına..
25 ml'lik küçük bir ambalajı var, sıktığınızda yarısının hava olduğunu anlıyorsunuz. Bir de ucu geniş olduğu için miktarını kontrol etmekte zorlanıyorsunuz, hatta bazen nasıl olduğunu anlamadan kendi kendine fırtlayabiliyor :)



Krem gibi ve biraz yapışkan bir yapısı var. İlaç gibi kokuyor, ama rahatsız edici değil, bence. 

   Makyaj bazı benim iki ay öncesine kadar kullanmadığım bir üründü. Bir gün, fondötenin cildimi sivilcelendirdiğini ve kaşıntı yaptığını görene kadar.. Rimmel London'ın fondöteni cildimi tahriş etmişti ve ben bu bazı alana kadar ona veda etmiştim. Bununla ilgili de ayrıntılı yazıyı buraya tıklayarak bulabilirsiniz. Fondöteni kesinlikle cildimle barıştırdı ve inanılmaz derecede cildimi yatıştırdı.

Cildinizde hiçbir zaman ağırlık yapmıyor. Gerçekten fondöteni uzun süre idare ediyor. Makyaj sabitleyici sıkmanıza gerek bile kalmıyor. Fiyatına göre çok başarılı bir ürün.. Daha ne denebilir ki? Denemenizi şiddetle öneririm.

   Wet And Wild markasının tüm ürünlerini Gratis mağazalarından bulabilirsiniz, bu makyaj bazı normalde 18 lira civarıydı, ben indirimden 13 liraya almıştım sanırım. 

   Sorularınızı ve görüşlerinizi yorum yaparak ya da instagram hesabımdan (@fatamorganablog) ulaşarak söyleyebilirsiniz.

   Bir sonraki yazıda görüşürüz, hoşçakalın. :)


18 Temmuz 2016 Pazartesi

Fata Morgana: Diş Teli ve Ağız Bakım Rutini



   Herkese merhaba!

   Bugün sizlere uzun zamandır söz verdiğim tel kullananlar ve kullanmayanlar için, herkese hitap edecek diş bakım rutinimden bahsedeceğim. Uzun bir yazı sizi bekliyor. Hazırsanız başlayalım!

   Öncelikle diş telinden muzdarip biri olarak, tel kullansanız da kullanmasanız da günde iki kere dişlerimizin fırçalanması gerektiğini hepimiz biliyoruzdur.

   Bazı zeki arkadaşlarımız, dişlerini düzenli fırçalamayıp, kısa yoldan her şeyi halletmek istiyorlar. Diş beyazlatmak için piyasadaki çeşitli ürünlere gereksiz yere para döküyorlar. İstedikleri o göz alan beyazlığı elde edemediklerinde de üründe suç arıyorlar. Tamam, diş beyazlatma ürünleri çok mu etkili? Hayır. Ama güzel kardeşim, sen diş fırçalamıyorsan, biraz zahmet edip düzenli olarak senede iki kere -hadi bir kere diyelim- dişlerini temizletmiyorsan, çay, sigara, kahve, şekeri hunharca tüketiyorsan, o ürünlerin sana bir faydası dokunmayacaktır, baştan anlaşalım :)

   Gelelim konumuza...

   Diş macunundan başlayıp bir bilgi vermek istiyorum. Sürekli aynı diş macununu kullanmayın. Piyasada bir sürü diş macunu vardır, ama hepsinin içeriği hemen hemen birbirleriyle aynıdır. Sürekli farklı macunların piyasaya sürülmesinin amacı ise çok basittir: Dişlerimiz, sürekli aynı macunla temizlenince alışır, bir zaman sonra etkisini yitirir. Yani tatlım, sen bir macunu üçüncü kez satın alıp kullandığında 'içeriği mi değişti bunun yiaa' deyip şaşırma, macununu değiştir. 

   Ben de sürekli macun değişen birisi olarak tam da şu an İpana 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection kullanıyorum. Yanında ise macunla fırçaladıktan sonra ekstra bir beyazlık için aynı serinin beyazlık hızlandırıcı macununu kullanıyorum. Beyazlık hızlandırıcının kokusundan rahatsız oluyorum ve dişlerimi hassaslaştırıyor. Ama severek kullanıyorum. Memnun muyum diye sorarsanız, evet. Bitirince değişecek miyim? İstemesem de evet. 



   Yukarıda bahsettiğim bazı zeki arkadaşlarımızın bir başka versiyonu da, macun niyetine beyazlık hızlandırıcı kullananlar. Arkadaşlar, o sadece macuna ek olarak kullanılıyor. Her şeyin kolayına kaçmayın. 

   Eveet, sıra geldi diş fırçalarına. Bana doktorum tel kullandığım için Oral-B'nin hassas dişler için üretilen fırçasını önerdi. Çünkü tel kullananlar dişleriyle birlikte damaklarını da fırçalıyorlar. Şunu da hatırlatmak gerekir, dişlerinizi sert ve bastırarak fırçalamak daha iyi temizlemez, aksine dişlerinizi hassaslaştırırsınız.

   İkinci olarak, sadece tel kullananların değil, herkesin kullanması gereken bir ürün; arayüz fırçası. Aslında arayüz fırçası tel kullananlar için daha ideal. Tel kullanmayanlar arayüz fırçası yerine diş ipiyle daha iyi sonuç alabilirler. Ne kadar özenli fırçalasak da en ince detayları her zaman arayüz fırçası ve diş ipleri temizler. Devamlı kullanmasanız bile, arada bir kullanın. Sonra diş ağrısıyla dolgu dertleriyle uğraşmayın.

   Ben de yine Oral-B'nin arayüz fırçasını kullanıyorum. Yanında iki tane yedek başlığıyla birlikte satılıyor:



Şimdi gelelim ağız içinde telden dolayı oluşan yaralara. Bazen, özellikle uyurken telin ağız içinde yara yaptığı zamanlar oluyor. Bunun için de doktorum bir jel önerdi ve gerçekten çok memnun kaldım. 

                            

   Günde üç dört kere ağız içine bir pamuk çubuğu yardımıyla sürmemiz yeterli oluyor. Ama ben arada bir kullanıyorum. Günde üç kez kullansak üç güne biter. Çok küçük bir ürün. 

   Bu jeli tellerim çıktıktan sonra da kullanacağım. Çünkü küçüklüğümden beri ağız içimi yeme gibi bir huyum var. Bu yüzden tel kullanmasam da ağız içim hep yaradır. Benim gibi olan arkadaşlara da tavsiye ederim. Bakın, tel kullanmayanlara da yarıyor bu ürünler. Araştırın ve kullanın. 

   Lafı fazla uzatmadan son olarak ağız bakım sularından bahsetmek istiyorum ve sizi rahat bırakıyorum. Ben uzun zamandır Listerine Advanced White suyunu kullanıyorum. Bu ürün de iki haftada ekstra beyazlık vaad ediyor. Tadından nefret etsem de memnuniyetle kullandığım tek ürün diyebilirim.


                                

   Ben de oldum olası dişlerimin istediğim beyazlıkta olmamasından şikayet ederdim. Sonra sağlıklı ve temiz olmasının beyazlığından daha önemli olduğunu kavradım. Açık söylemek gerekirse ne kadar fırçalarsam fırçalayayım, bu suyu kullanmadan tamamen içim rahat etmiyor. 

   Onun dışında denemek için seyahat boy Colgate Plax almıştım. Listerine kadar etkili değildi, beğenmedim. Tercihe göre değişse de, şu bir gerçek ki alkollü sular alkolsüzlere oranla bir tık daha iyi temizliyorlar. 

  Bir de son olarak, geçen hafta yine seyahat boy ürünlere göz atarken White Glo diye bir marka keşfettim, 

                                         

   Birkaç kere deneme fırsatım oldu, memnun kaldım aslında keşfetmekte fayda var. Bu macundan sonra White Glo denemeyi düşünüyorum. Siz de rastlarsanız Watsons'ta falan seyahat ürünleri kısmında, bir deneyin derim. 

   Şimdi bütün bunların dışında asıl önemli olan şey gülümsemek.. Dişlerinizden rahatsız da olsanız, gerekli temizliği yaptığınız sürece gülümsemekten çekinmeyin arkadaşlar. Unutmayın, gülümseyince güzelleşirsiniz!!

   Tel kullananlar ya da kullanmayanlar, sorularınızı ve görüşlerinizi yorum yaparak ya da instagram hesabımdan (@fatamorganablog) bana ulaşarak söyleyebilirsiniz.                                       
   Sabrınız için teşekkür ederim. Umarım az da olsa yardımcı olmuşumdur. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın!!

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Fata Morgana: Güneşsiz Bronzlaştırıcılar / Solait Wash Off Instant Bronzer vs. Dr. Sun Güneşsiz Bronzlaştırıcı



   Herkese yeniden merhaba!!
   Bu yazı için geç mi kaldım, yoksa tam zamanı mı bilmiyorum ama, hala kullanılabilir bence.
    
   Solait benim her zaman favori markam olmuştur. Güneş kremleri ya da güneşsiz bronzlaştırıcılar olarak. Solait'in birçok güneşsiz bronzlaştırıcısı var, hepsinin farklı özellikleri mevcut. Yani herkes aradığı özellikteki ürünü rahatlıkla bulabilir. Bendeki yıkayınca geçen ışıltılı medium rengi. 

   Ürün için fazla yorum yapmaya gerek yok. Gerçekten beğenerek kullanıyorum.





      Solait watsons raflarında yerini almadan önce sabırsız olduğum için Dr. Sun adlı bir markanın kremini almıştım. Tek kelimeyle, BERBAT. Hem leke bırakıyor, hem turuncumsu bir renk oluyor, hem de kat kat sürdükten sonra ancak rengini veriyor. Ve en önemlisi de iğrenç bir şekilde kına kokması. Zaten kına kokan bir bronzlaştırıcı görürseniz almayın şekerim, kalitesizdir o. Kremin kokusu bütün kıyafetlerime sinmişti ve kıyafete renk veriyor. Bunun yanında mendili de hiçbir şeye yaramıyor. Yani Dr. Sun benim için bayağı fos bir marka oldu. 

   Aslında Dr. Sun ile ilgili bir yazı olmayacaktı ama karşılaştırma yaparak Solait'in  kalitesini göstermek istedim. Solait'te bu problemlerin hiçbirini görmedim. Çok güzel bir kokusu var. İçerisinde ışıltı var ama kesinlikle sim gibi durmuyor, çok hoş bir görüntü veriyor. Özellikle bahar aylarında tercih edilse de, ben eşit bronzlaşamadığım için gerek duyduğum zaman kullanıyorum. 

   Instagram takipçilerim bilir, Dirty Works'ün shimmer lotion'ını ne kadar çok sevdiğimi. Özellikle akşam sürdüğümde ekstra bir parlaklık için bu losyonu da sürüyorum üstüne. 


                       

   Fotoğrafı da nasıl güzel çekmişim, hemen anladınız farkı değil mi?..
Her neyse, belli olmasa da bana güvenin çok güzel duruyor. 

   Solait'i vücudunuz dışında yüzünüze de uygulayabilirsiniz. Ama ben tavsiye etmiyorum. Yüzüme bu tür ürünler kullanmayı doğru bulmuyorum, ama sizin tercihiniz tabiki. 

   Solait markasını Watsons mağazalarından, Dirty Works'ü Gratis mağazalarından bulabilirsiniz. Fiyatlarını hatırlamıyorum ama tahminen, Solait 20 lira civarıydı; Dirty Works de.. O da 20 liraydı galiba ya. 

   Sorularınız ve görüşleriniz için takip etmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 

 Bir sonraki yazıda görüşürüz, hoşçakalın!! :)


   

    
   

4 Temmuz 2016 Pazartesi

Fata Morgana: Lip Bubbly Dolgunlaştırıcı Etkili Ruj


      Herkese merhaba!
   
    Bugün sizlere instagramda çığır açan dolgunlaştırıcı etkili, kalıcı, mat Lip Bubbly rujlarından bahsedeceğim. 

    Lip Bubbly Kylie Jenner'ın son zamanlarda çok fazla reklamı yapılan mat ruj koleksiyonuna benzemiyor mu sizce de? Bakalım;


                       
      
      Lip Bubbly'nin 2 numaralı soft rengi Kylie'nın Dolce K. rengine benzese de kesinlikle muadili değil. En yakın renk olarak gördüm ben. Sizce değişebilir tabii.

    Lip Bubbly'e geçelim. Öncelikle vaatlerini yerine getiriyor mu? Evet, fazlasıyla. Keskin bir mentol kokusu sarıyor ruju açtığınızda. Gerçekten dolgunlaştırıyor. Hatta benim dudak kenarlarımı bildiğiniz kızartıyor. Birazdan ne demek istediğimi görsellerle açıklayacağım. 
    
    Öncelikle,


                              

      Ambalajı gerçekten çok kötü. Kapağının içerisindeki beyaz kapak sürekli yerinden çıkıyor. Ama ikinci sorun daha çok sinirimi bozdu. Rujun içerisinde fazla ruju emen bi aplikatör yok maalesef. Her seferinde fazla ürün geliyor, dışarıda ruj tazelemek imkansız. Bu parayı verdiğimiz bir rujdan daha iyi bir ambalaj beklerdim.

      Gelelim iyi yanlarına. Böyle yerdiğime bakmayın gerçekten çok severek kullanıyorum. Birkaç şikayet var ama olsun. 


                                                         

       Rengi gördüğünüz gibi gül kurusu, biraz soluk. Şimdi adım adım özelliklerinden bahsedeyim. 
  • 7-8 saat kalıcı, dudağın iç taraflarında biraz silinebiliyor.
  • Kesinlikle mükemmel dolgunlaştırıyor.
  • Mentollü olduğu için dudaklarınızda yanma ve hassaslaşma oluyor.
  • Dudaklarınızı kurutabiliyor. Altına kesinlikle bir balm kullanın.
  • Dudak kenarlarında kızarma yapabiliyor. Kısa zamanda geçer.
  • Asla gün içerisinde silip tekrar sürmeyin, ikinci kez dudağınız tahriş olabilir.

Etkisini görmeniz için;
   
                   

     Sildikten sonra böyle kızarık ve kabarık bir elle gezdim yaklaşık 30 dakika. Şu an yazıyı yazarken bile hafif kızarıklık var. Zaten ilk fotoğrafta da farketmişsinizdir, rujun kenarları kızarık. Ama bu sizi korkutmasın, dolgunlaştırıcı etkisinden dolayı biraz cildinizi zorlayan bir ürün. Şimdi dudağımdaki duruşuna bakalım ;

                              

    Ben severek kullanıyorum. Biterse alır mıyım? Ambalajını düzeltirlerse, kesinlikle!!

   Lip Bubbly rujlarını tüm watsons ve grat.. Şaka şaka, instagramda @lipbubbly hesabından ya da www.lipkitofficial.com adresinden sipariş verebilirsiniz. 

   Kargoyla birlikte 47 liraya getirtmiştim. Daha fazla rengini alabilmeniz için kampanyaları vardı en son, bir bakın derim. 

   Soru ve görüşleriniz için lütfen yorum yapmayı ve takip etmeyi unutmayın.

   Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın!! :)



2 Temmuz 2016 Cumartesi

Fata Morgana: Rimmel London Lasting Finish 25 Hour Fondöten


Herkese yeniden merhaba!

   Bugün sizi uzun zaman önce alıp birkaç kullanımdan sonra bir köşeye attığım caanım fondötenimle selamlıyorum! Hayır tabiki ürünün kötü olduğundan değil, benim eksik kullanmamdan kaynaklı bir sıkıntıymış, sonradan dank etti. Her neyse, yazının ilerleyen kısımlarında nedenini açıklayacağım. 
   
    Bu kadar şamata yeter, ciddili anlatıyorum. Rimmel London'ın Lasting Finish fondöteni için vaatleri biraz iddialı. Gelin görün ki bu iddiaları boşa çıkıyor mu? Kısmen. 25 saat kalıcı olduğu söylenmiş, bayağı fos, ama kalıcı, 5-6 saat kadar. Bu da gayet yeterli bir süre, abartmaya gerek yokmuş. 20 faktörlü güneş koruması olması benim işime geldi. Çünkü makyajdan önce zaten nemlendirici, baz vs. kullandığımız için üstüne bir de güneş kremini sürmeye üşeniyordum açıkçası, yaz ayları için ideal.
   
    
    

    Gördüğünüz gibi ürün 30 ml'lik bir cam şişede, oldukça hoş ve sağlam. Başlığı pompalı ve bu ürünü daha kullanışlı hale getiriyor. Bir pompanın tüm yüze yettiğini düşünüyorum. Her cilt tipine uygun olduğu söylense de ıslak bitişli olduğu için yağlı ciltli kızların çok fazla tercih edeceğini sanmıyorum. Ama bizde çare tükenir mi? Asla. Pudrayla üstünden geçin bir şeycik kalmaz ayol. Kesinlikle yağlı göstermiyor. Daha canlı ve sağlıklı görünüyor cildiniz, biraz da parlak. 


   Ben bu fondöteni yüzüme sadece nemlendirici sürerek kullanıyordum. Cildim aşırı hassas olduğu için ağır ürünler hemen kaşıntı ve sivilce yapıyor. Aynı sorunu iki kere bu ürünle yaşayıp bir süreliğine vedalaşmıştık. Geçen gün Wet And Wild'ın makyaj bazını aldım ve onunla denediğimde bu kaşıntı ve kızarıklık minimuma indi. Artık fondötenimle barışığız. Ama çok özel bir gün olmadığı sürece kullanmamaya dikkat ediyorum. Sonuçta daha hafif ürünler, daha sağlıklı bir cilt!!




    Bendeki rengi 200 soft beige, çok hafif koyu geldi ama sırıtmıyor. İkinci katı sürmenizi önermiyorum, biraz kalıp gibi durabiliyor.


  • Kapatıcılık 10 üzerinden 7
  • 5-6 saat kalıcı, 25 saat değil.
  • Özellikle hassas ciltliler, lütfen baz kullanın!
  • Bitti.  

   Rimmel London markasını Watsons mağazalarında bulabilirsiniz. 

     Soru ve görüşleriniz için yorum yapmayı ve takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sevgiyle kalın!! :)

   

27 Haziran 2016 Pazartesi

Fata Morgana: Dirty Works Perfecting Eye Cream




Herkese merhaba! 

    Bugün sizlere Dirty Works'ün Perfecting Eye Cream isimli göz nemlendiricisinden bahsedeceğim. Bu yazı benim bloggerlığa adım attığım ilk yazım olacak. Umarım sizin için verimli bir yazı olur ve daha birçok yazımda görüşürüz :)

       Öncelikle ambalajlarıyla adeta 'Beni Al' mesajı veren Dirty Works markasının hayvanlar üzerinde deney yapmadığını bilmemiz bazı okuyucularımız açısından önemli, not etmek gerek. 




       Gördüğünüz gibi 15 ml'lik küçük ama bereketli bi krem. Uzun süre sizi idare edeceğini düşünüyorum. Ambalajının tüp şeklinde olması ürünü kullanışlı hale getiriyor. Malum uzun tırnak kullanan kızlar olarak kremlerin tırnak arasına girmesinden pek hoşnut değiliz :)





       Kremin çok fazla bi vaadi yok. Sadece gün boyunca göz çevrenizin nemli kalmasını sağlıyor. Gerçekten yoğun nem veren bir krem. Ama daha fazlasını beklemeyin derim. Eğer 25 yaşından küçükseniz ve göz çevrenizde morluk vs. daha yoğun kremler gerektiren probleminiz yoksa sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere göz çevrenizi nemlendirmesi yeterli bir ürün benim için. 

Uzun araştırmalar sonucunda bu kremi görünce artık alıp denemem gerektiğini düşünmüştüm -ki gözaltımda sanırım nemlendirmeden makyaj yaptığım için yağ bezesi oluşmuştu- Yaklaşık bir aydır kullanıyorum, göz çevremi nemli tutarken yağ bezesi için herhangi bir iyileştirme söz konusu değil. Üstünde kokusuz yazmasına rağmen çok az da olsa kötü bi kokusu var. 

       Krem hakkında olumsuz bir şey söylemek istemiyorum, fiyatına göre nem vermesi gayet iyi. İlk kez göz kremi alacaklar için bence şans verilebilir. Dediğim gibi daha fazlasını beklemeniz hayal kırıklığı olabilir.
   
       Son olarak göz çevremizle ilgili birkaç dikkat etmemiz gereken şeyler söylemek istiyorum kızlar. Gözlerimiz yüzümüze oranla daha hassas oldukları için yüzümüze kullandığımız kremleri göz çevremize uygulamamaya dikkat edelim ! 
         Ayrıca göz çevresi ürünlerin dermatolojik ve özellikle ofmaltolojik olarak test edilip edilmediğine bakın. Bir de, lütfen gözaltı kremlerini sadece gözaltına kullanın, göz çevresi kremlerini gözkapaklarınıza uygulayabilirsiniz. 

Dirty Works markasının tüm ürünlerini Gratis mağazalarında bulabilirsiniz, fiyatı 20 tl diye hatırlıyorum.

Umarım yazımı beğenmişsinizdir, sorularınız ve görüşleriniz için lütfen yorum yapmayı unutmayın. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşçakalın! :)